Aptal Çoban ile Kötü Keçi
Uzaklarda bir yerlerde bulunan güzel ve yemyeşil bir köyde binlerce koyun varmış. Bu köydeki koyunların bir de çobanı varmış. Çoban, o kadar aptalmış ki koyunları otlağa her götürdüğünde çok fazla hata yaparmış. Ama koyunlar akıllı, sakin ve becerikli olduklarından çobanın başı hiç derde girmezmiş. Günlerden bir gün koyun sürüsünün içerisine köylünün isteği üzerine kötü bir keçi yerleştirilmiş. Çoban ise olacaklardan habersiz köylülerin sürüye müdahalesine hiç mi hiç itiraz etmemiş. Çünkü sözüm ona köylülerin amacı koyunlara baş olacak, onlara yol gösterecek, onlar gibi görünecek kurnaz ve iş bilen bir hayvanın bulunmasını sağlamakmış.
Kötü Keçi, gelir gelmez hemen kurnazlıklar yapmaya ve kendi menfaati için sürüyü kullanmaya başlamış. Çünkü çobanın aptal ve beceriksiz olduğunu hemen anlamış. Sürüyü kullanması yetmezmiş gibi bir de çobanın aptallığını kendi menfaati için kullanmanın yollarını aramış ve bulmuş. Keçi, bulduğu yollarla hem çobanın hem de sürünün başına olmadık dertler açmış düzeni bozmaya başlamış. Keçi, o kadar kurnaz ve dikkatliymiş ki sürüde bozulan, yavaş yavaş değişen kötü gidişatın sebebinin keçi olduğu hiç anlaşılmamış. Kötü Keçi yüzünden zaman geçtikçe koyunlar zayıflamaya, hastalanmaya başlamış. Çoban, koyunlar zayıflamasın, şişmanlasın diye aklına gelen her yolu denemiş, fakat bir türlü başarılı olamamış. Koyunlar o kadar zayıflamış ki köylüler bile en sonunda bu durumdan rahatsız olmuş ve koyunlar arasına kattıkları keçiden kurtulmak istemişler. Çözüm olarak köylü çobana şunu öğütlemiş; “Koyunları topla ve yaylaya götür.”
Köylünün karara bağladığı çözüm için çoban hemen harekete geçmiş ve gün aymadan keçi önde koyunlar arkada sürüyü toplayıp yaylaya götürmek için yola koyulmuş. Yayladaki en güzel otları keçi yese de koyunlar da yavaş yavaş semirmeye, olgunlaşıp güzelleşmeye ve eskisi gibi ahenkle hareket etmeye başlamışlar. Aradan geçen birkaç haftadan sonra koyunlar eski şen havalarına, dirlik oldukları günlere geri dönmüş. Köylü tarafından sürüye yerleştirilen Kötü Keçi’nin asıl amacı koyunların birlik ve beraberliğini bozmakmış. Ama yayladaki güzel otlar, tatlı mı tatlı yemişler, el değmemiş envaı çeşit bitkiler keçinin aklını karıştırmış. Kötü Keçi yayladaki otlardan o kadar çok yemiş ki ne hareket edecek ne mecali ne de yürüyecek takati kalmamış.
Yayladaki son gecede Kötü Keçi sürüdeki kardeşliği tekrar bozmak için kendisi gibi kötü bir kurt getirmiş. Bunu önceden tahmin eden koyunlar dağılmadan, korkmadan bir araya gelmiş ve hep birlikte kurdun hakkından gelmişler. Çoban kurdun gittiğinden emin olunca günün aymasını beklemeden koyunlarla beraber köye doğru yeniden yola koyulmuş. Fakat, kötü Keçi, aldığı kilolardan bir türlü sürüye yetişememiş. Bağırmış, çağırmış, imdat diye yalvarmış, ama nafile kimsecikler onu ne duymamış ne de feryadına karşılık vermiş. Olanlardan habersiz çoban, koyunları köye götürürken intikam hırsıyla tutuşan kurt keçiyi…