Sivri Ucun Ucundaki Zihin
Zihnim tüm bu olanlarla
sanki bıçak sırtında,
karmaşık duygularla yokluk sınırında
bıçak – sınır / zihin – duygu
ikisinden ikisinin de belleği kesişi aynı
Varoluş sancısı dedikleri bu mu?
herkes çile çekiyor, ama kimse
yarasının neyle kaşındığını bilmiyor
galiba
yapacak işlerim var
sevdiğimi düşünmek,
çocukların minik elleriyle ördüğü çiçekleri
mübarek bir dua niyetine başıma taç…
Şenlik var mıydı?
belki de hiç olmadı
belki de olmasına gerek yoktu
oysa
domino taşları Gazze’yi, Arakan’ı, Uygur’u, Afgan’ı, Çençen’i
Lübnan’ı, Ukrayna’yı, Somali’yi…
adı duyulmayan siyahı, beyazı, kızılderiliyi…
anlıyor musun
kul hakkı veganların çatal ucunda
ironi olarak kalırken
ağızdan çıkanlar kırılganlaşıp
gazete köşelerinde hiçliğe karışıyor
yüreğine insafı doldurup
sayfalara yazılan metinleri de ekleyerek
yakman gerekmez miydi
ama ateş, sunî ışık,
icat edilmiş incitilmişlik
“yokluğu var edenin adıyla,