Akıllı Uzun Kuyruk ve Üzgün Ağaç
Bir zamanlar yuvasından yeni uçmuş akıllı mı akıllı bir serçe varmış. Bu serçenin kuyruğu diğer serçelerin kuyruğuna pek benzemezmiş. Diğer serçeler hem az akıllı hem de kısa kuyruklu olduklarından dolayı bu serçeye Akıllı Uzun Kuyruk adını vermişler. Her işi çabucak çözer, kimseyi incitmeden her şeyi kolayca halledermiş. Akıllı Uzun Kuyruk, bunları yaparken büyüklerden fikir alır, arkadaşlarıyla ortak hareket edermiş. Uçtuğu zamanlar orman sakinlerinin sıkıntısı var mı, yok mu ya da herkes iyi ve güvende mi, diye sürekli etrafı kollarmış.
Bir gün Akıllı Uzun Kuyruk uçarken dengesini kaybedip yalnız ve tek başına kalmış bir ağaca çarpmış. Hemen toparlanıp “Özür dilerim sevgili ağaç, umarım size bir zararım dokunmamıştır,” diyerek üzüntüsünü dile getirmiş. Ama ağaç o kadar hüzünlü ve yalnızmış ki büyük bir ahtan başka hiçbir sözcük kullanmamış. Buna bir anlam veremeyen Uzun Kuyruk tam uçup gidecekken ağacın bir sorunu olduğunu anlayıp gitmekten vazgeçmiş. Ağaca dönüp saygıyla selam verdikten sonra şöyle demiş “Yoksa size çarptığım için mi bu kadar üzgün ve sessizsiniz.” Ağaç, “Hayır,” diye cevap vermiş. Akıllı Uzun Kuyruk, “O halde sizi bu kadar üzen şey nedir?” diye sormuş. Ağaç yine derin bir ah çekmiş ve susmuş. Akıllı Uzun Kuyruk ağacı şöyle bir süzdükten sonra ağacın dallarının gittikçe sarardığını ve hiç çiçek açmadığını görmüş. Ağacın yaprakları sarardığı için de kuşlar bu ağacı beğenmeyip hep başka ağaçlara ağaçlara yuva yapmış.
Uzun süredir terk edilmiş olan Üzgün Ağaç, hemen kaçıp gitmeyen serçeye “Adın ne senin,” diye sormuş. Serçe, “Benim adım Akıllı Uzun Kuyruk,” demiş. Üzgün Ağaç, “Eğer gerçekten akıllıysan sana derdimi anlatmadan sen benim derdimi çözersin,” demiş. Serçe ağacın kurumak üzere olan dallarından birine tüneyip, “Derdi veren dermanını da yollar elbet, sen yine de anlat bakalım,” diye karşılık vermiş. Yalnız Ağaç derin bir ah çektikten sonra, anlatmaya ne hacet her şey zaten besbelli değil mi? Akıllı Uzun Kuyruk, Yalnız Ağaç’ın etrafından bir kaç tur attıktan sonra hiçbir şey söylemeden uzaklaşıp gitmiş. Yalnız Ağaç, belki derdi çözülür diye umutlanmış ama bir kez daha terk edildiği için üzüntüsü birken bin olmuş.
Yalnız Ağaç bir hafta boyunca hem kulaklarını kapatmış hem de gözlerini hiç mi hiç açmamış. Hayatı son bulsun diye Allah’a yalvarıp durmuş. Aradan bir hafta geçtikten sonra Akıllı Uzun Kuyruk, Yalnız Ağaç’ın dallarından birine tüneyip gagasıyla gözlerine sertçe vurmuş. Ama Yalnız Ağaç hiç oralı olmayıp oflayıp puflamış. En sonunda canı o kadar yanmış ki hışımla gözlerini açmış. Tam gözlerine gagasıyla vuran Akıllı Uzun Kuyrak’a bağıracakken bir de ne görsün, dalları güzelleşmiş, sararan yaprakları yeşillenmiş ve de en önemlisi kuşlar tekrar tepesinden uçup yüzlerce yuva yapmış. Yalnız ağaç şaşırmış ve çok mutlu olmuş. Çünkü artık eskisi gibi kuşlara yuva olmuş ve yalnızlıktan kurtulmuş. Tüm bunları Akıllı Uzun Kuyruk, arkadaşlarıyla ağaç için su kanalı açıp köküne gübre atarak yapmış.