Sîmanın Ardındaki Yol

Sîmanın Ardındaki Yol (İlmi Simâya Şiirle Dokunmak)   Çehrende…  en çok kırılmış saatlerin yankısı var, zaman, alnının tam ortasından belirsizliğe akıyor müebbet cezası yemiş ağır bir suçlu gibi  çoktan donmuştur…

Bir Su Masalı

Bir Su Masalı  – Kenan’a – (yitip giden her evlada) Tufanın Doğuşu Toprak, duanın iniltisiyle yarıldı babanın yalvarışıyla titredi gök merhamet, fısıltıyla düştü yeryüzüne  dalgalar, dağ gibi yükselmiş kibri… peygamber…

Amel Defteri Dürüldüğü Zaman 

Amel Defteri Dürüldüğü Zaman  Öteye doğru durmaksızın akıp giden zamana And olsun Rabbini inkar ettiğin zaman… Allah, tek ve bir olarak anıldığında kalbin daraldığı zaman Alay konusu yaptıkların seni çepeçevre…

Sivri Ucun Ucundaki Zihin

Sivri Ucun Ucundaki Zihin   Zihnim tüm bu olanlarla sanki bıçak sırtında, karmaşık duygularla yokluk sınırında bıçak – sınır / zihin – duygu ikisinden ikisinin de belleği kesişi aynı  …

İki Halkalı Ayrı İki Dil

İki Halkalı Ayrı İki Dil İçim buz kesiyor zamanın sınırlarında eriyen demir gibi iki halkalı iki dil o adamın yüreği, güle kondurulmuş şeffaf bir damla varlığın kristalleşmiş sessizliğinde onu gördüm …

Kitap Ayracından Taşan Çatlak

Kitap Ayracından Taşan Çatlak Sarsıntı, kitabın eskimiş ciltli kabuğundan  taşan çatlaktı  doktor,  kelimeleri teşhis bıçaklarıyla kesip biçerken,   biz,  antika bir saatin an göstersi gibi aynı zamanı tekrar tekrar yaşıyorduk ölüm…

Üç En Bir Ka

Üç En Bir Ka   Geciktim … Tüm öfkesiyle dönüp bana baktı Titreyen vücudunda yumruklaştı elleri Tüm hışmıyla döndü bana baktı    Kapıyı çalamadım, içeri giremedim Telaşlı, endişeli Kaskatı silüeti…

Ölü Gelin

Ölü Gelin Adı belirsiz vakitte Karanlık, uçsuz bucaksız bir çöl gibi dimağımı çatlatırdı Ayak uçlarımın derin izleriyle mesafeler uzaklaşırken  Zihnimin gelgitleri arasına ansızın çakardı şimşekler  Işık zerreleri iç içe geçerek…

ÖLÜM

ÖLÜM    Kararmış ruhlar gibi karartılan deniz fenerine,  Üstümüze karabasan gibi çöken bezginlik vaktine, Hissizliğin bitimsiz uyuşukluğuna, Dört bir yanımızı kuşatan esaret parmaklıklarına, Niyeydi diye soramadan göçüp giden yaşlılara, gençlere…

Göğün Altında Buzdan Anıtlar 

– Sarıkamış – Göğün Altında Buzdan Anıtlar  – Sarıkamış –   Hani demişti ya biri güneş nerede Yaşamın öz habercisi şah damarı Her zerresi can olan o ışık nerde Ölüm…

Cennet Kokusu

 Cennet Kokusu yere uzanmış göğün ışıltısına bırakmışken kendimi kaymaya yüz tutmuş bir yıldızın bana anlattıklarındaydı mağlup bakışların hüznü duyup duyup unutamadığım o en tatlı sesin en güzel kahkahasının çağrıştırdığı şey…